SİT alanı bitti


SİT alanı bitti

Türkiye genelinde 2.5 milyon hektar sit alanı gözden geçirildi. Kimi yerler sit olmaktan çıkarıldı, kimi yerlerin derecesi düşürüldü. Sit kavramı da tarih oldu. Artık jeolojik dönemlere ait, ender bulunan ve olağanüstü özelliklere sahip yerler 1, 2 ve 3. derece sit olarak anılmayacak. Bunun yerine ‘Kesin Korunacak Alan’, ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ ile ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ olarak gruplandırılacak.

 09:36 29 Kasım 2016
SİT alanı bitti
Hürriyet Gazetesi’nden Aysel Alp’in haberine göre; Sit bitti, yeni korumalar geldi.ÇEVRE ve Şehircilik Bakanlığı'nın ‘Doğal sit Alanlarının Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi' adıyla 2014'te başlattığı çalışmada 1 milyon 774 bin hektar alanda bulunan 2 bin 430 doğal sit alanı ile özel çevre koruma bölgesi olan 180 bin hektarlık Tuz Gölü'nün sit statüsü gözden geçirildi. Türkiye, Tuz Gölü'yle birlikte 22 bölgeye ayrıldı.
Sit gözden geçirmesi, yapılan ihalelerle özel şirketlere verildi. Bu şirketler, aralarında ekolog ile kuş, memeli, botanik, omurgasız, sürüngen uzmanları ve hidro jeolog, peyzaj mimarı, harita mühendisi, Coğrafi Bilgi Sistemi sertifikalı uzmanların olduğu 11 kişilik ekiple bütün sit alanlarını dört mevsim boyunca izleyerek rapor hazırladı. Şanlıurfa bölgesinin ihalesi, güvenlik gerekçesiyle iptal edilirken 21 bölgenin raporları ilgililere teslim edildi. Aralarında İzmir Çeşme, Seferihisar, Antalya Tünektepe, Konya Beyşehir ve Tuz Gölü başta olmak üzere 1000'in üzerindeki yerde eski sit sınırları yeniden belirlendi.
‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı'nda düşük yoğunluklu turizm ve konuta izin verileceğini belirten Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Kemalettin Cengiz Tekinsoy, yeni sistemi şöyle anlattı:

GÖL KURUMUŞ SINIRLAR ÇEKİLMİŞ

“Doğal sit alanlarının korunarak gelecek nesillere sağlıklı aktarılabilmesi için bilimsel kriterler ışığında yeni bir değerlendirme yapılıyor. Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi'ne neden ihtiyaç duyduk? Zaman içinde kimi doğal sit olma özelliğini kaybetmiş, orman alanıysa yanmış, iklimsel etkilerden dolayı kurumuş, bitki örtüsü ortadan kalkmış. Sadece ağaçlar, çalılar değil orada yaşayan canlılar da yok olmuş. Doğal sit alanı ile ilgisi kalmamış. Kimi yerde yanlışlıkla sit ilan edilmiş. Örneğin Muğla ilinin yüzde 96'sı sit alanı. Bu derecelenme ve tescilin gözden geçirilmesi gerekiyordu. Örneğin, Tuz Gölü ve Beyşehir Gölü birinci derece koruma alanı. Zaman içinde çeşitli nedenlerle göl kurumuş, sınırları geriye çekilmiş. Sit özelliği tamamen kaldırılmaz ama sınırları yeniden gözden geçirmek gerekiyor.
Yeniden değerlendirmenin ana unsurlarından biri de koruma-kullanma dengesini gözetmek. İlle de özelliklerini yitirmiş, yanmış yıkılmış, kurumuş olması gerekmiyor. Bütün dünyada bu denge gözetilirken, bizde koruyacak olursak ya insanları dahi sokmuyoruz ya da aşırı derecede kullanarak, doğal güzellikler hiç yokmuş gibi davranıyoruz. İşte yeni sistemde koruma kullanma dengesini gözeterek yeniden değerlendiriyoruz.

TURİZM SEKTÖRÜ DAR ALANDA BOĞULMASIN

Yeni sistem eskisinden daha korumacı. İlk kategoride yapı yok, ikincide (Nitelikli doğal koruma alanında) geleneksel köy evinin tamiratına izin verilecek, örneğin ahşaptan teras yapılabilir. Üçüncü kategoride ise sürdürülebilir alanlar kriteri var. Burada çok düşük yoğunluklu turizm tesisi ve konut yapılabilecek. Örneğin, bir turizmci 5 bin metrekarelik bir arsa elde etmişse, buraya 0.30 yoğunluk verilecek. Ama büyük bir tesis yapmak istiyorsa ve elinde 30 bin metrekarenin üzerinde arsa varsa o zaman yoğunluk artışı sağlanacak. Bu da turizm sektörünün dar bir alanda boğulmaması için yapılıyor.”

ÇALIŞMALAR YIL SONUNA KADAR TAMAMLANACAK

Şanlıurfa, Adıyaman, Diyarbakır, Batman, Elazığ ve Batman'ı içine alan bölgenin ihalesi güvenlik nedeniyle iptal edildi. Bu bölge hariç çalışma, bu yılın sonuna kadar tamamlanacak. İzmir Çeşme ve Seferihisar, Antalya Tünektepe, Konya Beyşehir'in çalışmaları tamamlandı. Şirketlerin raporları önce illerde kontrol teşkilatına, oradan muayene ve kabul komisyonuna, ardından Tabiat Varlıkları Bölge Komisyonu'na geliyor. İl müdürlüğünün onayından sonra da genel müdürlük inceleme ekibine ulaşıyor. Son olarak da Bakan onayına sunuluyor. Birinci kategoride yer alan ‘Kesin Korunacak Alanlar' ise Bakanlar Kurulu kararıyla ilan edilecek.

'RANT' YANITI

KESİN korunacak alanların ve nitelikli doğal koruma alanlarının çevresinde yer alan ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı'nda düşük yoğunluklu turizm ve konuta izin verileceğini belirten Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Kemalettin Cengiz Tekinsoy, ‘rant' kaygılarına karşı şunları söyledi: “Biz bu alanları yeniden değerlendirirken ekolojik, jeolojik, morfolojik yönden gözetip derecelerinin değiştirilmesi, kapsamdan çıkarılması gerekenlerin ayıklanması gibi zor bir çalışma yürütüyoruz. Bir yandan rant diğer yandan bizim bu alanları koruma hassasiyetimiz zaman zaman değişik çatışma ve sürtüşmelere sebebiyet verecek görünüyor. Buralar kıymetli yerler. Çok dikkatli davranılması gerekiyor. Ama bizim gözümüzden kaçsa bile vatandaştan, sivil toplumdan kaçmıyor. Aynı imar planları gibi askıya çıkıyor. Bütün kurumlara belediyelere, ticaret sanayi odalarına gönderilerek görüşleri isteniyor. Bütün halk, sivil toplum kuruluşları vakıf oluyor. İtiraz olursa, yeniden inceleniyor.”

ESKİ SİSTEM

YAPILAN çalışmalar sonucunda 1, 2 ve 3. derece sit alanı olarak ifade edilen ve jeolojik devirlere ait olup, ender bulunmaları nedeniyle olağanüstü özelliklere sahip, yer üstünde ve yer altında veya su altında bulunan korunması gereken alanlar yeniden tanımlandı. Sınırlar kimi yerde büyüdü, kimi yerde ise küçüldü ya da derecesi değişti. Birinci derece sit alanları bilimsel çalışma dışında korunması gereken alanlar; ikinci derece sit, turizm ve hizmete yönelik yapılar dışında yapılaşmaya izin verilmeyen alanlar; üçüncü derece sit ise yörenin ihtiyacına göre konut kullanımına da açılabilecek alanları ifade ediyordu.

YENİ SİSTEM

YENİ sistemde ise ender alanlar 3 kategoriye ayrıldı. Kesin Korunacak Alanlar, Bakanlar Kurulu kararıyla ilan edilecek ve bilimsel araştırma dışında hiçbir şekilde girişime izin verilmeyecek. ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanları' doğal yapısı değişmemiş veya az değişmiş, insan faaliyetlerinden etkilenmemiş, doğal hayata dayalı geleneksel yaşam şekillerinin korunduğu alanlar. Çevre Bakanlığı'nın yaptığı tanıma göre üçüncü kategoride ise ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı' bulunuyor. Buralar, kesin korunacak ve nitelikli koruma alanlarını etkileyen ve bu alanlarla bütünlük sağlayan yerleri ifade ediyor.

‘3. DERECE' KONTROLLÜ KULLANIMA AÇILIYOR

SİT alanlarını sil baştan düzenleyen çalışmayla ilgili bilgi veren Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Kemalettin Cengiz Tekinsoy, “Türkiye'deki sit alanlarını 21 bölgeye ayırarak yapılan çalışmada sona gelindi. Urfa bölgesi hariç yıl sonuna kadar tüm çalışmalar tamamlanmış olacak. Tüm sit alanları gözden geçirildi. İlk iki kategoride inşaat olmayacak; ama üçüncü kategoride, yani ilk iki kategorinin çevresindeki alanlarda düşük yoğunluklu konut ve turizm tesisine izin verilecek. Dünyadaki gibi koruma kullanma dengesi göz önüne alınarak sınırlar yeniden belirlendi” dedi.

Doğal sit alanı tarihe karıştı: Bakanlık korunacak alanların sınırlarını yeniden belirledi


Doğal sit alanı tarihe karıştı: Bakanlık korunacak alanların sınırlarını yeniden belirledi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen çalışma kapsamında Türkiye genelinde 2,5 milyon hektar sit alanı gözden geçirildi. Kimi yerler sit alanı olmaktan çıkarılırken, 'sit alanı' kavramı da tarih oldu. Artık jeolojik dönemlere ait, ender bulunan ve olağanüstü özelliklere sahip yerler 1., 2. ve 3. derece sit olarak anılmayacak. Bunun yerine ‘Kesin Korunacak Alan’, ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ ile ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ olarak gruplandırılacak.

 29-11-2016 07:54
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 'Doğal Sit Alanlarının Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi' adıyla 2014’te başlattığı çalışmada 1 milyon 774 bin hektar alanda bulunan 2 bin 430 doğal sit alanı ile özel çevre koruma bölgesi olan 180 bin hektarlık Tuz Gölü’nün sit statüsü gözden geçirildi. Türkiye, Tuz Gölü’yle birlikte 22 bölgeye ayrıldı. Sit gözden geçirmesi, yapılan ihalelerle özel şirketlere verildi. Bu şirketler, aralarında ekolog ile kuş, memeli, botanik, omurgasız, sürüngen uzmanları ve hidro jeolog, peyzaj mimarı, harita mühendisi, Coğrafi Bilgi Sistemi sertifikalı uzmanların olduğu 11 kişilik ekiple bütün sit alanlarını dört mevsim boyunca izleyerek rapor hazırladı. Şanlıurfa bölgesinin ihalesi, güvenlik gerekçesiyle iptal edilirken 21 bölgenin raporları ilgililere teslim edildi. Aralarında İzmir Çeşme, Seferihisar, Antalya Tünektepe, Konya Beyşehir ve Tuz Gölü başta olmak üzere 1000’in üzerindeki yerde eski sit sınırları yeniden belirlendi.
"GÖL KURUMUŞ, SINIRLAR ÇEKİLMİŞ"
Hürriyet'ten Aysel Alp'in haberine göre, ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’nda düşük yoğunluklu turizm ve konuta izin verileceğini belirten Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Kemalettin Cengiz Tekinsoy şöyle konuştu:
“Doğal sit alanlarının korunarak gelecek nesillere sağlıklı aktarılabilmesi için bilimsel kriterler ışığında yeni bir değerlendirme yapılıyor. Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi’ne neden ihtiyaç duyduk? Zaman içinde kimi doğal sit olma özelliğini kaybetmiş, orman alanıysa yanmış, iklimsel etkilerden dolayı kurumuş, bitki örtüsü ortadan kalkmış. Sadece ağaçlar, çalılar değil orada yaşayan canlılar da yok olmuş. Doğal sit alanı ile ilgisi kalmamış. Kimi yerde yanlışlıkla sit ilan edilmiş. Örneğin Muğla ilinin yüzde 96’sı sit alanı. Bu derecelenme ve tescilin gözden geçirilmesi gerekiyordu. Örneğin, Tuz Gölü ve Beyşehir Gölü birinci derece koruma alanı. Zaman içinde çeşitli nedenlerle göl kurumuş, sınırları geriye çekilmiş. Sit özelliği tamamen kaldırılmaz ama sınırları yeniden gözden geçirmek gerekiyor"
"TURİZM SEKTÖRÜ DAR ALANDA BOĞULMASIN"
Yeni sisteminni eski sisteme göre daha korumacı olacağını öne süren Tekinsoy, "Yeni sistem eskisinden daha korumacı. İlk kategoride yapı yok, ikincide (Nitelikli doğal koruma alanında) geleneksel köy evinin tamiratına izin verilecek, örneğin ahşaptan teras yapılabilir. Üçüncü kategoride ise sürdürülebilir alanlar kriteri var. Burada çok düşük yoğunluklu turizm tesisi ve konut yapılabilecek. Örneğin, bir turizmci 5 bin metrekarelik bir arsa elde etmişse, buraya 0.30 yoğunluk verilecek. Ama büyük bir tesis yapmak istiyorsa ve elinde 30 bin metrekarenin üzerinde arsa varsa o zaman yoğunluk artışı sağlanacak. Bu da turizm sektörünün dar bir alanda boğulmaması için yapılıyor" dedi. 
3. DERECE KONTROLLÜ KULLANIMA AÇILIYOR
Yeni sistemde koruma alnları 3 kategoriye ayrıldı. Kesin Korunacak Alanlar, Bakanlar Kurulu kararıyla ilan edilecek ve bilimsel araştırma dışında hiçbir şekilde girişime izin verilmeyecek. ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanları’ doğal yapısı değişmemiş veya az değişmiş, insan faaliyetlerinden etkilenmemiş, doğal hayata dayalı geleneksel yaşam şekillerinin korunduğu alanlar. Çevre Bakanlığı’nın yaptığı tanıma göre üçüncü kategoride ise ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ bulunuyor. Buralar, kesin korunacak ve nitelikli koruma alanlarını etkileyen ve bu alanlarla bütünlük sağlayan yerleri ifade ediyor ve bu alanlarda 'düşük yoğunluklu' konut ve turizm tesisine izin veriliyor. 

İzmir'in SİT haritası yeniden belirlendi


İzmir'in SİT haritası yeniden belirlendi

Taylan YILDIRIM / İZMİR, (DHA)
14.10.2016 - 10:00Son Güncelleme : 

İZMİR Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, turizm cennetlerinden Çeşme başta olmak üzere kent genelindeki SİT alanlarına yönelik, uzman 18 akademisyenle yeniden inceleme başlattı.

Taylan YILDIRIM / İZMİR, (DHA)
SİT alanları endemik yapısından hava akımlarına, kuş ve böcek türlerine kadar 4 mevsim yakın takibe alındıktan sonra 'mutlak korunacak alan', 'nitelikli korunacak alan' ve 'sürdürülebilir alan' olarak yeniden belirlendi. 40 bölüme ayrılan kentteki araştırmalar tamamlandı, sınırlar çizildi. Bakanlık onayına sunulan bu alanlarda, yapılaşma koşullarını açıklanıncaya kadar da inşaat yapılamayacak. İl müdürlüğü yetkilileri, bu durumdan vatandaşların olumsuz yönde etkilenmeyeceği şekilde çalışmaların hızla sürdürüldüğünü açıkladı.
İzmir'in önde gelen turizm bölgeleri başta olmak üzere birçok yer için SİT durumu sıkça tartışma konusu oldu. Bu durumu göz önünde bulunduran Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın talimatıyla İl Müdürlüğü yeniden inceleme başlattı. Üniversitelerde görevli zooloji, bitki, çoğrafi yapı, arkeoloji alanlarında uzman akademisyenlerden 18 kişilik komisyon kuruldu. Bu komisyon, 40 bölüme ayrılan kentte SİT alanlarını yeniden incelemeye aldı. Bölgeler hakkında yanlış kararlar verilmemesi için de geçmiş yıllardaki gibi farklı kaynaklardan alınan bilgilerle yapılan değerlendirmeler yerine, yeni bir yol denendi. Buna göre akademisyenler SİT bölgelerini 4 mevsim boyunca, peyaj durumundan, endemik yapısına, zoolojik durumlarına kadar inceledi. Elde edilen veriler bu komisyonda değerlendirilip SİT durumları saptandı. Ancak eskisi gibi birinci, ikinci ve üçüncü derece yerine bu alanlara mutlak korunacak alan, nitelikli konacak alan ve sürdürülebilir alan olarak yeni isimler verildi.
YAPILAŞMA KOŞULLARI YENİDEN BELİRLENİYOR
Sonuçlanan bu dosyalar, incelenmesi ve karara varılması için Bakanlığa gönderildi. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü de, bu bölgelerdeki yapılaşma koşullarını belirlemek üzere çalışma yaptı. Bu koşullar belirlenip Bakanlıktan onay çıkıncaya kadar da, incelenen alanlarda inşaat izni verilmeyecek. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri, konuyla ilgili çalışmalarının tamamlandığını, Bakanlıkta olduğunu, vatandaşlar mağdur olmadan süreci sonuçlandıracaklarını söyledi.
BELEDİYE BAŞKANINDAN SİTEM GELDİ
Yeni SİT değerlendirmesinden etkilenen ilçelerden Çeşme'nin Belediye Başkanı CHP'li Muhittin Dalgıç, sürecin kendilerinin dışında yürütüldüğünü belirtti. Başkan Muhitin Dalgıç şunları söyledi:
"Çeşme bölgesinde bakanlık SİT irdeleme çalışması yapıyordu. İki senedir SİT derecelerinin değiştirilmesi, doğal SİT'lerin tanımlandırılması çalışması vardı. Müdürlük bu sonuçları askıdan indirdi. Bizim de itirazlarımız vardı. Bu arada bakanlık bu alanlarda geçici yapılaşma koşullarını belirmek zorunda. Bu süreç içinde imarla ilgili faaliyetler askıya alındı. Ancak bu süreçte yerel irade de çalışmanın içerisinde olmalıydı. Bizler de tamamlanan çalışmaları inceledik ve itiraz ettiğimiz noktaları, düzeltilmesi için Bakanlığa ilettik. Değerlendirilip değerlendirilmeyeceğini bilmiyoruz. Kararlar kesinleştikten sonra Çeşme'nin yeni yapılaşma planı da ortaya çıkacak. İlçe merkezinde, Dalyan, Reisdere ve Alaçatı bölgelerinde inşaatlarda bir kısıtlama yok. Ama Çiftlik, Ildır zaten kendi içerisinde arkeolojik SİT, Şifne ile Germiyan'da bu kısıtlama söz konusu."

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Followers

Blogroll